Salı, Mart 31, 2009

Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi


Filminden farklı ve çok daha keyifli...

"...

'Buraya bak,' dedi yaşlı adam aniden, 'Eğer eve bu bataniye içinde yürüyeceğimi düşünüyorsan, tamamen yanılıyorsun.'

'Bütün bebekler bu battaniyelere sarılır.'

Yaşlı adam küçük, beyaz bir kundak bezini yırtarcasına çekip kaldırdı. 'Bak!' dedi sesi titreyerek. 'Benim için bunu hazırlamışlar.'

'Bütün bebekler bunlardan giyer' dedi hemşire ciddiyetini bozmadan.

'Peki' dedi yaşlı adam 'Öyleyse bu bebek iki dakika içinde çıplak kalacak. Bu battaniye Kaşındırıyor. Bana en azından bir çarfaş verebilirlerdi.'

'Sakın çıkarma! Sakın çıkarma! dedi Bay Button aceleyle. Hemşireye döndü, 'Ne yapacağım?'

'Şehir merkezine inin ve oğlunuza giyecek bir şeyler alın.'

Bay Button'un oğlunun sesi onu koridorda takip ediyordu: 'Bir de baston, baba. Bir baston istiyorum.'

..."

Çarşamba, Mart 25, 2009

Firmin: Hümanist entel serseri


"...Nasıl bir soytarıyım ben ya. Gülüyorum ağlamak için; aslında ağlamayı da beceremezdim. Gülmeyi de beceremiyorum ya. Sadece kafamın içinde gülebiliyorum. Orada da kahkahalarım gözyaşlarımdan bile acı..."


"...Doğal olarak daha önceden aile efradımı görmüştüm ve sanırım onlara bakarak kendi görünüşümü de tahmin etmeliydim. Fakat o kadar önemli noktalarda birbirimizden ayrışıyorduk ki görünüşünmüzün de farklı olacağını tahmin e tmiştim; safça bir tahmin olduğunu anladım. Sonuçta kendimi ilk görüşüm sıradan bir fareyi görmekle aynı değildi. Çok daha kişisel ve acı bir deneyimdi. Shunt veya Pewee'nin iğrenç suretlerine bakmak kolay olsa da kendimin benzer haline bakmak korkunçtu. Bu acının yoğunluğunun kibrimle eşit orantıda olduğunu fark ettim ama bu beni daha büyük bir hayal kırıklığına itti. Sadece çirkin değil bir de kibirliydim, kibirli olduğum için aynı zamanda gülünçtüm de..."