Pazartesi, Şubat 11, 2008

Kaplan! Kaplan!

üzerine koca bir bina inşa edilebilecek bir temel gibi;
"kaplan! kaplan!".
evet adı bu,
"kaplan! kaplan!"
cesur, gerçek, şaşırtıcı...
bir hiçten her şeye yükseliş...
ne kadar sıradansan, o kadar mükemmeldin
ve farkında değildin aslında.

insanoğluna,
"sizi domuzlar sizi. domuzlar gibi çürüyorsunuz. içinizde en çoğu var, en azını kullanıyorsunuz. beni duyuyo musunuz, ha? içinizde milyon var, kuruşları harcıyosunuz. içinizde bi dahi var, deliliği düşünüyosunuz. içinizde bir kalp var, boşluklar hissediyosunuz. hepiniz. her bir, hepiniz..."
diyebilecek kadar güçlü...

William Blake'in bir şiiriyle başlıyor bu hikaye...
başlıyor ve adını da bu şiirle yeniliyor...

intikam, hırs, inanç... her şey... hayat ve ölüm... her şey...
"tiger! tiger!" ya da "the stars my destination"...


KAPLAN! KAPLAN!

kaplan! kaplan! gecenin ormanında
ışıl ışıl yanan parlak yalaza,
hangi ölümsüz el ya da göz, hangisi
kurabnildi o korkunç simetrini?

hangi tuzak derinlerde, göklerde
yandı senin ateşin gözlerinde?
o hangi kanatla yükselebilir?
hagi el ateşi kavrayabilir?

ve hangi omuz ve hangi beceri
kalbinin kaslarını bükebildi?
ve kalbin çarpmaya başladığında,
hangi dehşetli el? ayaklar ya da

neydi çekiç? ya zincir neydi?
beynin nasıl bir fırın içindeydi?
neydi örs? ve hangi dehşetli kabza
ölümcül korkularını alabilir avcuna?

yıldızlar mızraklarını aşağıya atınca,
göğü sulayınca gözyaşlarıyla,
güldü mü o, görünce eserini?
kuzu'yu yaratan mı yarattı seni?

kaplan! kaplan! gecenin ormanında
ışıl ışıl yanan parlak yalaza,
hangi ölümsüz el ya da göz, hangi,
kurabilir o korkunç simetrini?


çeviri: selahattin özpalabıyıklar

Hiç yorum yok: