Çarşamba, Ekim 15, 2008

Yaratıcı Yazarlık Kursu


Maalesef anlattığı ilk öyküdeki o küçük çocuğun hayal gücünden ve heyecan vericiliğinden çok uzak İşcen. Benim için sıradan ve merak uyandırmayan, birbiri ardına sıralanmış anlatılardı. Bir öykü okurken duyduğum tatlı duygulardan hiçbirini duyamadım içimde. Yine de sessizce işaretlediğim sayfalar oldu. O sayfaların söyledikleri de burada işte...

...

"...Bıçak iyi kullanılmışsa acıdan önce ölüm gelir. Bıçağın asaleti de bundandır! Acemilik kaldırmaz. Hele kararsızlık asla! Bilene yakışır sadece, diğerlerinin üstüne bulaşır."

...

"İhtişam; bıçağın ipince çizgisiyle yeteneği, yaşamı kutsadığı en zarif ölüm!
Cesaret; bıçağın korkuyla hazzı göz göze koyarak, dehşete meydan okuması!
Saygı; bıçağın katile de kurbana da verdiği beş bin yıllık onur!
Karanlıkta kahpece ışıldayan bıçak ise soysuzluktur, bir gün mutlaka sapından kavrayanın sırtına saplanır!"

...

"ne yazık ki
mutluluk ve mutsuzlukların
eklemlenmesiyle oluşuyor hayat,
belki de her şeyden çok
Tanrı'ya inat
ölümsüzlüğüydük birbirimizin...
ikimiz de biliyorduk ki,
sadece biz
biz öldürebilirdik hunharca birbirimizi!"

Hiç yorum yok: